Emre ERGÜL
Geliyor, gelmekte olan… Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan ve birçok rapora göre 2030’da liderlik koltuğuna oturması beklenen Çin’de bankacılık sisteminda tehlike çanları çalıyor. “Finansal tsunami endişesi” ilk olarak bundan 15 gün önce Çinlilerin Jiangxi Bank of China’nın kapısına dayanmasıyla başladı. Mevduat sahiplerinin paralarını çekme telaşı, iflasa neden oldu.
Sosyal medya bu haberle çalkalanırken; dünyaca ünlü haber dergisi Newsweek, çok önemli bir rapor yayınladı. Buna göre, Çin’de “küçük ve orta ölçekli kırsal borç verenlerin ‘borçlara maruz kalma’ nedeniyle en az 40 ‘yüksek riskli’ Çin bankası, bu yılın ilk 6 ayında daha büyük kurumlar tarafından devralındı.”
Bu rakam, 2023’te kapatılan banka sayısının tam 4 katıydı! Birleşen bankaların birçoğu, bu yılın başında büyük miktarda borçlu olan emlak devi China Evergrande’nin tasfiyesine yol açan emlak krizine bulaşmıştı. Bunlardan 36’sı ülkenin kuzeydoğudaki Liaoning eyaletindeydi.
İkinci rapor ise Tayvan gazetesi Liberty Times’ta yayınlandı. 40 bankanın “ortadan kaybolduğunu” hatırlatan gazete, el artırdı: “Evergrande, Country Garden, Sino Ocean Group, SOHO China gibi Çin emlak şirketlerinin 2021’deki çöküşünden bu yana Çin bankaları ciddi baskı altına girdi. Evergrande’nin tek başına 180 Çin bankasıyla bağlantısı var. O yüzden de 3 bin 800 kadar banka da değişen düzeylerde sorunlarla karşı karşıya. Yaklaşık 7.5 trilyon dolarlık varlığa sahip olan bu 3 bin 800 bankanın, tüm bankacılık varlıklarının yüzde 13’ünü oluşturuyor.”
Raporun en korkutucu cümlesi ise tüm dünyayı kasıp kavuran 2008 mali krizin bir benzerinin gerçekleşme ihtimaliyle ilgili: “Çin emlak sektörü, hükümetin onu kurtarmayı reddetmesi üzerine kriz içinde olmaya devam ediyor.
Çin Merkez Bankası, yavaşlayan ekonomiyi, artan borcu ve zayıf tüketici ve iş dünyası güvenini desteklemek için faiz oranlarını düşürdü. Çin bankalarının ortadan kaybolmasının boyutu ve hızı, Komünist Parti’nin 4 gün süren toplantısında hiç söz edilmemesine rağmen, eşi benzeri görülmemiş bir durumda. Genel olarak, Çin’in durgun ekonomisi, büyük emlak şirketlerinin iflasları ve zayıflayan borsa ile birleşince, 2008’i anımsatan büyük bir mali kriz korkusunu artırdı.”
“Çin emlak piyasasının geleceği karanlık”
Çin’deki banka krizinin ateşini emlak şirketlerinin son 5 yıl içindeki batışları yaktı. Boş arazilere dikilen ve satılamayan yüzbinlerce konut, onlarca gayrımeknul şirketinin sallanmasına, bazılarının iflas etmesine neden oldu. Bu şirketlerin bankalarla olan ilişkileri de bankacılık sisteminde depremlere neden oldu.
Emlak krizine yanıt olarak Çin hükümeti konut piyasasını canlandırmayı amaçlayan çeşitli önlemler uygulamaya koydu. İlk kez ev alıcaklar için peşinat eşikleri ve ipotek faiz oranları düşürüldü. Mart ayı sonu itibarıla 469 milyar yuanlık kredi harekeri yaşansa da Asia Sentinel gazetesi şu yorumıu yaptı: “Bu rakam, krizin boyutuna rağmen küçük bir meblağ. Sürdürülebilir bir çözüm yok. Çin emlak piyasasının geleceği karanlık.”
Macaristan 3 Çin bankasından 1 milyar euro borç aldı
İddia ilk olarak Macar iş dünyası haber sitesi Portfolio’da yayınlandı. Ardından Borç Dairesi Başkanlığı iddiayı doğrukladı. Buna göre, Macaristan geçen bahar üç Çin bankasından 1 milyar euro borç aldı. Bu, Budapeşte’nin şimdiye kadar aldığı en büyük kredi oldu: “Çin Kalkınma Bankası, Çin İhracat-İthalat Bankası ve Çin Bankası’nın Macaristan şubesi tarafından sağlanan kredi 19 Nisan’da çekildi ve üç yıl içinde geri ödenmesi gerekiyor.”
Gobi Çölü’nde Toryum Reaktörü inşa ediyor
Çin, Gobi Çölü’nde, nükleer santrallere seçenek oluşturmasını amaçladığı ikinci bir toryum sıvılaştırılmış tuz reaktörü inşa edecek. South China Morning Post, bunun gerekçesinin, Çin’in uranyum kıtlığından kaygı duyması olduğunu bildiriyor. Uranyumun az olmasına karşılık bol miktarda toryum var. Çin’in toryum yataklarında ülkenin gelecek 20 bin yıllık enerji gereksinimini karşılayacak miktarda toryum bulunuyor.
Şu anda Gobi Çölü’nde Haziran 2023’ten bu yana işlemekte olan bir toryum reaktörü var ancak bu reaktör sadece 2 megavat termal enerji üretiyor; elektrik üretemiyor. Plana göre Gobi Çölü’ndeki enerji santrali projesi, 2029 yılında faaliyete geçirilecek ve ilk aşamada en çok 60 megavat termal enerji üretecek. Bu enerjinin bir bölümü, elektrik enerjisi üretmek üzere 10 megavatlık bir motoru çalıştıracak, geri kalanı hidrojen üretmek amacıyla kullanılacak. Toryum reaktörleri, soğutma sürecinde su kullanmadıkları için uranyumla çalışanlardan daha güvenli.
Bilinen sıradan nükleer santralin pompası arızaya uğrarsa patlama meydana gelebiliyor. Oysa toryum reaktöründeki erimiş tuz bir konteynere dökülüyor ve çevre için düşük risk oluşturuyor. Proje, 2029’dan itibaren kullanılacak. Aynı bölgede rüzgâr türbinleri, güneş enerjisi tesisi, termik santral ve kimyasal üretim tesisi ve erimiş tuz kaynaklı enerji depolama tesisi de bulunacak.
Öte yandan toryum reaktörünün kaplayacağı alan, bir futbol sahasının yüzölçümünden daha küçük olacak. 2030 sonrası inşa edeceği toryum reaktörlerini ticari amaçlarla işletmeyi planlayan Çin, bunların 100 megavat ve daha fazlasını da üretmesini hedefliyor.