“`html
İstanbul’da bebeklerin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk edilerek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlar sonucu bu bebeklerin ölümüne sebep olan “Yenidoğan Çetesi”nin yöneticileri ile üyeleri hakkında açılan davanın duruşması, üçüncü gününde Bakırköy Adliyesi konferans salonunda devam etti. Duruşmaya, 22’si tutuklu toplam 47 sanık ve avukatları katıldı.
Yaklaşık 11 saat süren duruşmada 7 sanık dinlendi ve savunmaların alınması için yarın saat 09:30’a ertelendi.
Yenidoğan yoğun bakımında görevli ve tutuklu hemşire Mehtap Sayar, herhangi bir örgüte üyeliği bulunmadığını ve çoğu sanığı tanımadığını belirtti. Suçlamaları kabul etmeyen Sayar, 2018 yılında hastanede tanıştığı Fırat Sarı hakkında, “Motivasyon parası alıyordum. Ayrıca kendisi benden borç aldı, sonra geri ödedi. Ancak, tutuklanmadan önce geri alamadım,” dedi.
“ÖLDÜRECEĞİM DE DERDİ” DEDİĞİ KONUŞMAYI BELİRTMEDİ
Hasan Basri Gök’ün “Mehtap, şu bebeği öldür” şeklindeki sözleri hatırlatılan Sayar, bu tür bir konuşmanın, “Sıkıntılı bir bebek hakkında sıkıntılı bir konuşma,” olduğunu ifade etti ve konuyla ilgili daha fazla açıklama yapmak istemediğini belirtti.
Birinci Hastanesi Yatış ve Hasta Hakları biriminde çalışan tutuklu sanık Emine Avcı, “Maktul ailelerine başsağlığı diliyorum,” diyerek savunmaya başladı. Alakası olmayan bir dosyada yargılandığını ve bu durumdan derin üzüntü duyduğunu aktardı.
Yabancı uyruklu bir bebeğin cenazesinin teslim edilmemesi ile ilgili sorulanlara, “Aile, torunun cenazesini alamadığını açıkladı. Ücreti ödediğini söyledi. Bu durumu, Hakan Doğukan Taşçı’ya bildirdim ve usulsüzlük yapıldığını anladım. Şikayet edeceğimi söyledim,” dedi.
“BENİ TEHDİT ETTİ”
Emine Avcı, Hakan Doğukan Taşçı’nın kendisini tehdit etmeye çalıştığını da belirtirken, bu olayları yöneticilerine bildirdiğini ifade etti.
Damla Atak’tan sonra, Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan Doktor Rıza Keykubat, 20 yıllık hekim olduğunu belirterek, “Soruşturmalarda asla suçlu olmadım. Hiç tanımadığım insanlarla aynı örgütte olmaktan üzgünüm,” dedi.
“TÜRK ADALETİNE GÜVENİYORUM”
Kaya bebekle ilgili gözlemi olmadığını söyleyen sanık, “Tanımadığım bir bebekten sorumlu tutuluyorum. Haksız yere tutuklandığımı düşünüyorum,” ifadesinde bulundu.
“DOKTOR GENELDE YOKTU”
Hiç çalışmadığı Güney Hastanesi’nin adını veren Keykubat, “Kaya bebek, 13 Kasım’da doğdu, 15-16’sında vefat etti. Eşim o tarihlerde o hastanede çalışmıyordu. Hiçbir ilgim yok,” dedi.
“TUTUKLULUĞUMUN SEBEBİ İFTIRA”
“Bebeklerin yaşama şansının her zaman olduğunu vurguladım. Medyadaki bilgiler gerçeği yansıtmıyor,” diye ekleyen Keykubat, kendisine iftira atıldığını belirtti.
Duruşmaya ara verildiğinde, izleyicilerden biri “2020 yılında öldürdüğün çocuğun annesiyim,” diyerek sanıklara seslendi. Sanık avukatlarından biri de “Neden şikayet etmedin?” diyerek tepki gösterdi.
Mahkeme başkanı, hayatını kaybeden Havvanur Karakoç bebeğinin kusmaktan önce bir durumu olup olmadığını sorarken, bu sırada sanık Çağla Durmuş’un faaliyetlerini eleştirdi.
“FIRAT SARİ İÇİN KAZANÇ GAYESİ”
Çağla, “Fırat Sarı, epikriz raporlarına müdahale ediyor, ve yanlış bilgilerle SGK’dan fazla tahsilat yapıyordu,” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 47 sanık ve 19 sağlık kuruluşunun yer aldığı iddianamede 10 bebeğin ölümüne neden olduklarını belirtti. İddianamede, Fırat Sarı liderliğindeki çetenin amacının, yenidoğan yoğun bakım ünitelerini dolu göstererek yüksek ödemeler alabilmek olduğu belirtildi.
Örgütün hastaların sağlık durumlarını manipüle ederek SGK’dan daha fazla ödemesi sağladığı ve süreçte hastaların sağlığını yeterince önemsemediği aktarıldı. İddianamede, bu durumun bebeklerin ölüm oranını artırdığı da ifade edildi.
“`