Otobüsçüler çok m aç gözlü, yoksa işin rengi farklı mı gelin analiz edelim.
Bir otobüsün bir seferinin maliyetini çıkarabilirsek, ödenen bilet ücretinin pahalı mı ucuz mu olduğunu da daha net anlayabiliriz sanırım.
İşte bir seferin maliyet kalemleri…
1.OTOGAR ÇIKIŞLARI VE PARALI YOLLAR
Esenler Otogarı’ndan çıkan, Alibeyköy cep terminaline girdikten sonra sadece Bursa ve İzmir otogarlarında durup Bodrum’a ulaşan bir otobüs ele alalım. Bu otobüs Kuzey Marmara otoyolunu kullanıp Osman Gazi Köprüsü’nden geçiyor ve Aydın-Söke-Bodrum ayrımına kadar da yine paralı yolları kullanıyor.
Girdiği otogarlara ve paralı yollara bugünkü rakamlarla 4 bin 800 lira ödemek zorunda. Eğer girdiği otogar sayısı artarsa, maliyet de artıyor. Çünkü tek bir otogara girip çıkmanın maliyeti 200 lira ile 700 lira arasında değişebiliyor.
2.YAKIT MASRAFI
Yazın klima açık olduğu için sarfiyat artmakla birlikte, her 100 kilometre için bir otobüsün 25 litre yakıt tükettiğini varsayabiliriz. 800 kilometrelik bir yolculukta yaklaşık 200 litre mazot tüketiliyor. Bunun parasal karşılığı da 9 bin lira civarında.
3.PERSONEL ÜCRETİ
Bir otobüste 2 şoför ve 1 görevli bulunuyor. Firmadan firmaya küçük oynamalar olsa da bir kaptan şoför kilometre başına 1.5 lira, görevli ise 1 lira kazanıyor. Yani 800 kilometrelik bir seyahatin çalışan maliyeti de 3 bin 200 lirayı buluyor.
4.İKRAM VE SERVİS MALİYETİ
Yine firmadan firmaya değişmekle birlikte yolcu başına ikram maliyeti 25 lira civarında. Servis maliyeti ise 40 lira olarak hesaplanıyor.
Bütün bunları topladığımızda bir Bodrum seferinin maliyeti (Bu yazının kaleme alındığı 4 Temmuz 2024 tarihindeki fiyatlarla) yaklaşık 17-18 bin liralar seviyesine çıkıyor.
5.FİRMA KATILIM ÜCRETİ
Bir otobüs sahibinin tek başına sefer düzenlemesi mümkün değil. Kamil Koç gibi, Pamukkale gibi firmaların filolarına dahil oluyorlar. Bu filolara dahil olmanın bedeli ise bilet fiyatının yaklaşık yüzde 25’i ile 30’unu firma ile paylaşmak anlamına geliyor.
Finansman giderini hesaba katmıyorum. Zira özkaynakla da otobüs alanlar var, krediyle de. İşin o tarafının maliyet analizini yapmak kolay değil.
Şimdi gelelim gelirlere. Bir otobüste yaklaşık 40 satılabilir koltuk var. Ancak son dönemde 2 artı 1 otobüsler revaçta ve onların kapasitesi de ortalama 34 koltuk.
Otobüs yüzde 100 dolu olsa 1.500 liralık bilet fiyatına göre 51 bin lira gibi bir gelir söz konusu olur. Ancak yüzde 100 doluluk oranını her seferde tutturmak mümkün değil. Ortalamada yüzde 80 doluluk oranı hesaplama için makul kabul ediliyor. 27 koltuk dolu dersek gelir yaklaşık 40 bin lira oluyor.
Ancak dediğim gibi bu gelirin yüzde 25-30’u ana firmaya gidiyor. Yani otobüs sahibinin cebine giren bilet parasını, tek bir sefer için 30 bin lira gibi düşünebiliriz. Bu rakam artı eksi 1-2 bin lira oynayabilir.
Maliyetleri 17-18 bin lira gibi hesaplamıştık. Geliri dikkate alınca otobüsçünün cebine kalan net gelir sefer başına 12-13 bin lira gibi çıkıyor.
Dikkatinizi çekerim ki bu hesabı en kazançlı Ege hattındaki bir nokta için ve yaz ayı için yapıyoruz. Her sefer noktası için de bu rakamları tutturmak söz konusu olmuyor.
Firmalar tur listesi hazırlıyor ve otobüsler ay içinde farklı noktalarda sefer yapıyor. Bir gün Bodrum hattında çalışan otobüs, 3 gün sonra daha düşük kar marjı olan Ankara hattına çekilebiliyor. Aynı otobüsü ertesi gün Trabzon yollarında görüyorsunuz.
Bir önemli detay daha var. Yüksek sezonun dışındaki aylarda da gelirler ciddi oranda düşüyor. Kış sezonunda hem bilet fiyatları geriliyor hem de doluluklar. Yaz aylarında aylık 450 bin lira gibi olan net kazanç, kış aylarında 250 bin liralara kadar düşebiliyor. Paçal hesap yaptığımızda yıllık geliri 4 milyon lira gibi düşünebiliriz.
Dikkat edilmesi gereken bir konu da finansman, kasko sigorta ve bakım onarım giderleri. Bugün yaş ve modele göre değişmekle birlikte yıllık kasko gideri 400 bin lira civarında. Sigorta 80 bin lira seviyesinde. Tek bir lastiğin fiyatı ise 15-16 bin liralarda.
Tüm bu giderleri de dikkate alırsak otobüsçünün eline geçen yıllık net gelir 3.4 milyon lira gibi bir rakama düşüyor.
Finansman giderini bu hesabın dışında tuttum. Faizlerin yüksek olduğu dönemde, aracı öz kaynakla değil de krediyle satın aldıysanız, finansman gideri kaleminiz de kabarıyor. Ki bu aralar öyle bir süreçten geçiyoruz. Eğer o cephede bir ani hareket olursa terste yakalanmak çok kolay.
Bir otobüsün maliyeti yaklaşık 15 milyon lira seviyesinde. Bugün 15 milyon lirayı bir otobüse bağlamayıp faize koyarsanız ayda yaklaşık 625 bin lira faiz geliriniz olabiliyor. Otobüsün aylık net getirisi her şey yolunda gittiği takdirde 280 bin liralar seviyesinde.
Şayet otobüsün kredi yükü fazlaysa bu gelir 100 bin liralara kadar da düşebiliyor.
Hesap bu.
Kritik soru şu.
Sizin elinizde 15 milyon lira olsa, bu şartlarda otobüs satın alıp, şehirlerarası yolcu taşıma işine girer misiniz, girmez misiniz.
Yorumlarınızı merak ediyorum.
UÇMAYAN KALMASIN DERKEN ASLINDA OTOBÜSE BİNEN KALMASIN DENİYOR
Otobüsçüler hallerinden pek de memnun değiller. Devlet politikası olarak havayolunun desteklendiğini, kendilerine ise üvey evlat muamelesi yapıldığını düşünüyorlar. Devletin ortaklarıymış gibi son dönemde bir de emeklilere indirim şartı getirdiğini belirten otobüsçüler ‘Eğer bu jesti yapıyorsa devlet, aradaki farkı bize ödemeli.’ görüşünde.
Sektörün tek avantajının nakit çalışması olduğunu kaydeden sektör temsilcileri ‘Blet parasını peşin tahsil ediyoruz. Örneğin akaryakıt gibi girdilerde ise 30 gün 40 gün vade yapabiliyoruz. Bu bile nefes almamız, ekstra gelir yaratmamız için gerekli bir opsiyon. Ancak giderlerin neredeyse tamamını kontrol etme şansımız yok. İyi bir finansal okur yazar olmayan bir otobüsçünün ayakta kalması çok da kolay değil’ görüşündeler.
patronlardunyasi.com